ADALET BAKANI TUNÇ KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA GÜNÜ'NDE KONUŞTU

ADALET BAKANI TUNÇ KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA GÜNÜ

ADALET BAKANI TUNÇ KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA GÜNÜ'NDE KONUŞTU

BAKAN TUNÇ: YERLİ VE MİLLİ ÇÖZÜMLER ÜRETMEYİ TARİHİ BİR SORUMLULUK OLARAK GÖRÜYORUZ

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Yerli ve milli çözümler üretmeyi sadece bir teknik gereklilik değil aynı zamanda tarihi bir sorumluluk olarak görüyoruz. Çünkü kendi verisini koruyamayan bir toplum geleceğini başkasının insafına teslim etmiş olur." dedi.

İbn Haldun Üniversitesi Başakşehir Yerleşkesi'nde düzenlenen "Kişisel Veriler ve Hukuki Güncellemeler 2025 Perspektifi-Kişisel Verileri Koruma Günü Programı"nda konuşan Tunç, yaşam hakkının en temel insan hakkı olduğunu söyledi.

Yaşadığımız dijital çağda veri yalnızca bir sayı değil, insanın ruhuna dokunan, kimliğini yansıtan, varlığının dijital suretidir diyen Bakan Tunç, “Veriler en yalın ifadeyle 'biz' demektir. Artık insanın adı yalnızca nüfus cüzdanında yazmıyor. Sosyal medya profilleri, alışveriş sepetleri, tüm bunlar hep bizim dijital dünyada bıraktığımız izler ama aynı zamanda bizim birer kişisel verimiz. Bunun da ifşa edilmemesi, korunması lazım." diye konuştu.

İKİ YÜZLÜLÜK MAALESEF DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE CEREYAN EDİYOR

Gazze'de 500 gündür soykırımın devam ettiğini hatırlatan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Çocuk hakları sözleşmelerini dillerine dolayıp da uygulamasını yapmayanlar, 'Kadın hakları savunucusuyum' diye ortalıkta gezenler, maalesef Filistin ve Gazze söz konusu olduğunda hiç ortalıkta yoklar ve bu iki yüzlülük maalesef dünyanın gözü önünde cereyan ediyor." diye konuştu.

Adalet Bakanı Tunç, Uluslararası Adalet Divanının aldığı tedbir kararlarının uygulanamadığını, bu bakımdan Birleşmiş Milletler sisteminin revizyona ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Birleşmiş Milletler (BM) sistemi bir revizyona tabi tutulmalıdır" derken buna işaret ettiğine dikkati çeken Bakan Tunç, "Bu sistemin insanlığın problemlerine çözüm olamadığını bütün dünyaya ilan ediyor. Sadece bunu son yıllarda değil, siyaset yaptığı bütün dönemlerde hem dile getirmeye, BM kürsüsünden de bunu defalarca ifade etmeye devam ediyor. Türkiye olarak biz insan haklarını savunmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.

VERİ İHLALLERİNE KARŞI İDARİ PARA CEZALARI GETİRİLDİ

Kişisel verilerin korunmasına ilişkin ilk anayasal düzenlemenin 2010 yılında yapıldığını, 2016 yılında da yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun uygulamasıyla geliştirildiğini anlatan Tunç, 8. Yargı Paketi'yle bu alandaki önemli ihtiyaçlara yanıt verdiklerini belirtti.

Veri ihlallerine karşı idari para cezalarının getirildiğini ve etkin itiraz mekanizmaları oluşturulduğunu vurgulayan Bakan Tunç, "Tabii burada özellikle kişisel veriler dediğimiz zaman aslında mahremiyetin korunması, kişinin özel hayatına saygı... Burada özellikle özel hayatın korunması başta bizim inancımızın gereği. Dolayısıyla kişisel verilerin korunması meselesi, insanlık tarihi kadar eski. İnanç sistemleriyle kök salmış, kültürlerle yoğrulmuş ve günümüzde dijitalleşmenin gölgesinde yeniden şekillenen temel bir insan hakkı ve sorumluluk olarak değerlendirmek mümkün." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Tunç, kişisel verilerin modern dünyada insanın dijital izini temsil ettiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

"Çünkü yaşadığımız dijital çağda veri yalnızca bir sayı değil, insanın ruhuna dokunan, kimliğini yansıtan, varlığının dijital suretidir. Veriler en yalın ifadeyle 'biz' demektir. Artık insanın adı yalnızca nüfus cüzdanında yazmıyor. Sosyal medya profilleri, alışveriş sepetleri, tüm bunlar hep bizim dijital dünyada bıraktığımız izler, ama aynı zamanda bizim birer kişisel verimiz. Bunun da ifşa edilmemesi, korunması lazım. Kişinin mahremiyeti bakımından bu önemli. Dolayısıyla çok büyük, geniş bir alanı konuşuyoruz aslında."

Adalet Bakanı Tunç, dijital izlerin ceza soruşturmalarında, özellikle suçların ve suçluların tespiti ve aydınlatılması konusunda da önemli deliller haline geldiğini aktardı.

Sınırların güvenliği ne kadar önemliyse elektronik sistemlerin güvenliğinin de o kadar önemli olduğunu anlatan Bakan Tunç, "Bu nedenle yerli ve milli çözümler üretmeyi sadece bir teknik gereklilik değil aynı zamanda tarihi bir sorumluluk olarak görüyoruz. Çünkü kendi verisini koruyamayan bir toplum geleceğini başkasının insafına teslim etmiş olur. Unutulmamalıdır ki veri bağımsızlığı, dijital çağın istiklalidir ve bu istiklali sağlamak bizlerin elindedir. İşte bu hassasiyetle reform çalışmalarımızda kişisel verilerin korunmasına çok büyük önem veriyoruz." dedi.

Adalet Bakanı Tunç, son yıllarda kişisel veri ihlalleri nedeniyle yaklaşık 1,5 milyar liralık idari para cezası kesildiğini, bu alanda hem kamu kurumlarının hem özel şirketlerin yükümlülüklerine dikkat etmesi gerektiğini vurguladı.

UYAP DÜNYAYA ÖRNEK BİR DİJİTAL YARGI ALTYAPISINI OLUŞTURUYOR

Adalet Bakanlığının dijitalleşme alanındaki çalışmalarını da aktaran Adalet Bakanı Tunç, Ulusal Yargı Ağı Sisteminin (UYAP) dünyaya örnek bir dijital yargı altyapısı olduğunu, elektronik tebligat, dava açma, icradan e-satış ve CMK ödemeleri gibi işlemlerin artık dijital ortamda yapılabildiğini, UYAP'ın 23 milyon kullanıcısının olduğunu kaydetti.

Bakan Tunç, bugüne kadar sistem üzerinden 3 milyon 49 bin 396 elektronik duruşma yapıldığını, 6 milyon 302 bin de Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) görüşmesi gerçekleştirildiğini bildirdi.

UYAP'ta verilerin sızıntı ve çalınma teşebbüslerine karşı katmanlı yapıda, uluslararası standartlara göre en üst seviyede güvenlik tedbirleri almaya devam ettiklerine dikkati çeken Adalet Bakanı  Tunç, UYAP'ın ağ trafiğinin sürekli olarak incelendiğini, yetkisiz veya olağandışı trafiklerin anında engellendiğini söyledi.

Bakan Tunç, "Bazen basında UYAP sisteminin aksadığı ya da çöktüğü haberleri çıkıyor. Bunlara itibar etmemek lazım. Bazen kısa süreli bakımlara alınabiliyor. Yarım saatlik, bir saatlik bakıma alındığında da bu tür ara vermeler söz konusu oluyor. O nedenle telaşlanmaya gerek yok. Çok güvenli bir sistem. Bizim ülkemizin adalet hizmetine katkı vermeye devam ediyor ve adalete erişimi kolaylaştırıyor." ifadelerine yer verdi.

Yapay zeka teknolojilerinin adalet sistemi içinde giderek daha fazla yer bulduğunu vurgulayan Tunç, bu alana özel bir birimin kurulduğunu dile getirdi.

Adalet Bakanı Tunç, hem kamu kurumlarında hem de hukukçular arasında yapay zekaya yönelik çalışmaların hız kazandığını, ancak yapay zekanın adaletin merkezine yerleşmeyeceğini, kararların her zaman anayasa, kanun ve vicdan çerçevesinde hakimler tarafından verileceğini sözlerine ekledi.


Ankara,Adalet Bakanlığı
belediye365.com
Haber Kaynak : BELEDİYE365

Haberi Sesli Oku