Aksaray’da tüm oy kaybına karşın halen birinci parti olma özelliğini koruyan Ak Parti’de bu süreç çok daha ilginç bir biçimde işliyor. Ama önce bir İYİ Parti’ye bakmak lazım bu süreç ile kıyaslama yapabilmek için. İYİ Parti’de 3-4 kişi Milletvekili Aday Adaylığını açıkladı basın toplantısı ile. Bu açıklamaların hepsinde de İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel başta olmak üzere; İl Başkanı Merkez İlçe Başkanı il ve ilçe yöneticileri, partililer yer aldı. Milletvekili Erel başta olmak üzere hiç kimse bu açıklamalarda; “Bu benim (bizim) rakibimiz, kamuoyu ve basın önünde destekmiş görüntüsü vermeyelim” moduna girmedi. Hatta aday adaylarının açıklamasının bazılarında diğer aday adaylığını açıklayan isimlerden bazılarına bile rastladık. Ak Parti’de 2 kişi (İl Başkanı aday adaylığı için istifası ile) aday adaylık açıklaması yaptı. Hüseyin Altınsoy ve Mahmut Aktürk. Açıklamalarda Ak Partinin hiçbir milletvekilini göremedik. Hele hele Mahmut Aktürk’ün açıklamasında bırakın milletvekilini, teşkilat yöneticilerinden (2-3 kişi hariç) kimseyi göremedik. Ne İl Başkanı, ne Merkez İlçe Başkanı, ne yönetimlerin başkan yardımcıları, ne de yönetimlerin hatırı sayılır isimleri. Sanki topyekün; “Siz de nereden çıktınız. Sanki çok lazımdınız” mesajı verdiler. Biraz daha dikkatli okuyunca; “Başımızı niye ağrıtıyorsunuz. Oturduğunuz yerde otursanız olmazmıydı?” mesajı da algılar gibi olduk. Benim anlayamadığım; Aday adaylığı açıklamasında arkasında durdukları ve sonuna kadar da duracakları mesajı veren STK Başkanlarına rağmen, Hatta sürekli kendilerinin arka bahçeleri olarak görüp öyle lanse ettikleri STK Başkanlarına rağmen partilerinin aday adayı olan bir isimden niye bu kadar uzak durma ihtiyacı hissettikleri! Gerçi Hüseyin Altınsoy’un istifası ile boşalan İl Başkanı atama sürecinde kendilerine yakın isimlerin il başkanı olması için gövdelerini ortaya koyan ama başarılı olamayan isimleri gördükçe ve süreci izledikçe bu zihniyeti çok fazla da yadsımamak gerekiyor.