Dünya dönüyor dönmeye de sanırım ritimde bir bozukluk var kendisi dönerken bizleri de sürekli sağa sola savuruyor. Şehirlerimiz yıkılıyor insanlarımız ölüyor beş yüz km uzaktaki bizler bile hepimiz anksiyete olduk her dakika gözümüz lambada acaba sallanıyormuyuz diye oturduğumuz yerden şüphe eder olduk.
Akla bilime ve fen e en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanları yaşıyoruz. Geçmişte umursamadığımız değerlerin hepsini deprem önce önümüze seriyor sonra hesabını soruyor.
Yeise düşmek bizlere yakışmaz lakin özellikle dünkü deprem insanımızın umutlarını baya bir kırdı. Hele ki bu saatten sonra aklın ve bilimin ışığını kaybedersek sonumuz belli.
Depremi kendi illerinde yaşayıp şehrimize taşınan kaçan insanlarımızı ziyaret ediyoruz hepsinin söylediği bir şey var kenar mahallelerde ve köylerde yıkım yani alçak binalarda yıkım daha az insan kaybımız ise yok denecek kadar az. Buralar da yeri olan akrabası olan köyü ile irtibatı olan buralara sığınmış durumda.
Yaraların sarılması için kentsel dönüşüm yerine kırsal kalkınmaya yönelsek köylere dönüşü teşvik etsek hem daha kolay olacak hem daha faydalı olacak gibi geliyor bana. Daha önce devletimizin uyguladığı gençlere köye dönüş teşviki daha güzel ve daha cazip bir şekilde depremden etkilenen insanlarımıza sağlanırsa hem üretime katkıda bulunmuş hem de yaraları daha çabuk sarmış oluruz.
Depremde herkes canhıraş bir şekilde çalıştı yöneticisi Umke'si Afad’ı Askeri İtfaiyesi Arama kurtarma dernekleri gönüllüler stk lar herkes elinden geleni yaptı deprem bölgesine yetişebilmek için yolda kalanlar kazalar atlatanlar köy yollarına girip donma tehlikesi geçirenler hepsine bir bir şahit olduk ama bir gurup vardi ki korkusuz madencilerimiz arama kurtarma çalışmasına başka bir boyut getirdiler.
Girdikleri her yerde her türlü tehlikeye karşı tedbir alarak üzerine giden, kimsenin girmeye cesaret edemediği enkazın altına giren yaralıyı tereyağından kıl çeker gibi alıp çıkaran kahraman madencilerimiz gururla izledik hepsini hepsine sonsuz şükranlarımızı sunar minnettar olduğumuzu onlarla gurur duyduğumuzu belirtmek isterim.
Acizane tavsiyem anlaşılan o ki biz depremlerle yaşamayı bilmek zorunda olan bir toplumuz. Kahraman madencilerimiz gibi profesyonel arama kurtarma ekiplerinin sayısının arttırmamız gerekli. Bunun için eğitimli personel sayımızı arttırmamız gerekli komple bir eğitim için zorunlu askerlik süresinde iki ayı Arama kurtarma ve ilk yardım eğitimlerine ayırabiliriz.
Bu kadar fedakar olan deprem bölgesine gönüllü olmak için sıralara giren hiçbir yükümlülüğü yada eğitimi olmadığı halde bir taş çeksem faydadır diye kurumların kapısına dayanan bir gençliğin birde bu konuda eğitimli olduğunu düşünün. Belki de birçok canımız hala yaşıyor olurdu.
Yazımın başında dediğim gibi zor günlerden geçiyoruz. Aklın ve bilimin ışığında deprem konusunu siyaset üzeri bir konu haline getirip acil tedbirlerimizi almalıyız. Yoksa bu tedbirleri alacak vaktimiz bile olmayabilir.