TUZ KOKMAYA BAŞLADI

TUZ KOKMAYA BAŞLADI

son günlerde basına yansıyanlar tuz kokmaya başladı dedirtti.

Hep söyleriz ve biz gazeteciler şehirleri büyütmek geliştirmek Ve sanayi şehirleri haline getirmek için uğraş veririz bunun için sürekli görüşmeler yapar ve siyasilere şehrin gelişmesi büyümesi endüstrileşmesi için baskı kurmaya çalışırız ama son zamanlarda bu yaptığımızın doğru mu yoksa yanlış mı olduğu noktasında kafanda soru işaretleri oluşmaya başladı acaba şehirlerimiz büyümeden herkesin herkesi tanıdığı küçük şehirler olarak kalsaydı daha mı iyiydi

Çünkü  şehirler büyüdükçe kendi büyümeleri ile birlikte başka sorunları da büyütmeye başladı özellikle son zamanlarda şehrin büyümesiyle birlikte nüfusunun artması kenarlarda varoşların oluşması birçok belayı da beraberinde getiriyor sorunlar büyüyor.

Maalesef şehrimiz Aksaray bu sorunlardan fazlasıyla nasibini alıyor Şehrin en büyük sorunlarından bir tanesi haline gelen uyuşturucu madde bağımlılığı öncesinde mahallelerde duyduğumuz şehir efsaneleri iken şu anda kapımızı çalan sokaklarımızda gezinen bir tehlike halini aldı. 

Bu tehlike öyle bir tehlike ki bir taraftan gençliğimizi yok ederken diğer taraftan iş gücünü yok ediyor bir başka tarafta aileler yok oluyor gençler ölüyor intihar ediyor sokaklar gezilmez hale geliyor.

 Sorsan herkes uyuşturucu ile mücadele ediyor sizce uyuşturucu ile mücadele ediliyor mu yoksa herkes uyuşturucu ile mücadele ediyormuş pozlarımı veriyor.

Bizim toplumun karakterinde var daha önceki yazılarımda da belirttim şu anda Aksaray'da bütün sivil toplum örgütleri bütün işlerini güçlerini bırakıp bu işe yoğunlaşsalar bile baş edemeyeceğimiz baş edemeyeceğimiz kadar sorun büyüdü.

 Gördüğümüz kadarıyla kimsenin böyle bir derdi yok sanki böyle bir mesele hiç yokmuş gibi herkes sorunu halının altına süpürmekte halının altına süpürmekle bu işin çözülemeyeceği aşikar yeni yöntemler denemek gerekli bu yöntemler neler olabilir hep birlikte düşünüp hep birlikte karar verip hep birlikte uygulamaya geçmeliyiz.

Son günlerde kulağımıza gelen duyumlara göre resmi kurumlarda kamu çalışanları sokakta esnaf toplumun en güvenilir kademeleri dahi bu belanın içinde olduklarını duyuyoruz.

Neler oluyor neden bu konularda tedbirler alınmıyor bu konulara ilişkin düzenlemeler yapılmıyor anlamıyorum.

Konu basit bir konu değil beyler deri kokarsa tuzlanır da tuz kokarsa ne yapacağız  ?

Son günlerde basına yansıyanlar tuz kokmaya başlamış dedirtti bize.

İnsan Polise öğretmene sağlıkçıya memura güvenemeyecekse kime güveneceğiz bu işin içinden kim nasıl çıkacak.

Velhasıl dostlar bu işin içinden hep birlikte çıkacağız memuru amiri esnafı siyasetçisi gazetecisi herkes elini taşın altına koymalı önce çocuklara temas eden noktalar titizlikle temizlenmeli sonra topluma mal olmuş topluma açık alanlar bu illetten arındırılmalı. Siyasilerimiz bu konuya kafa yormalı ve gerekiyorsa yeni yasalar kanunlar çıkartmalı en önemlisi de bu belaya bulaşmış çocukların tedavisi için çağdaş etkili tedavi merkezleri kurulmalı.

Yoksa mevcut durumla bu işle baş edileceği yok gibi. 



Haberi Sesli Oku