ASÜ’de düzenlenen panelde Sarıkamış Harekâtı ele alındı

ASÜ’de düzenlenen panelde  Sarıkamış Harekâtı ele alındı

Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Konferans Salonunda “Tarihi ve Stratejik Hedefleriyle Sarıkamış Harekatı” başlıklı panel düzenlendi. Panelde Sarıkamış Harekâtı sırasında ve sonrasında yaşananlar ele alındı.

Panele Aksaray Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Cihat Yıldırım, Prof. Dr. Fatih Tuğluoğlu ve Doç. Dr. Osman Okumuş konuşmacı olarak katıldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti’nin genel durumu ve savaşa giriş süreci, Sarıkamış Harekâtının 101. yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen anma programında ele alındı. Programda konuşan Prof. Dr. Cihat Yıldırım, Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı öncesi siyasi, askeri ve iktisadi şartlarını kapsamlı bir şekilde değerlendirdi. Prof. Dr. Yıldırım, Sarıkamış Harekâtının Türk tarihinin en acı hadiselerinden biri olduğunu belirterek, harekâtın yalnızca askeri değil, aynı zamanda siyasi ve stratejik sonuçları itibarıyla da savaşın seyrini etkilediğini ifade etti.

Prof. Dr. Yıldırım: Güvenlikten asla tasarruf edilemez

Avrupa’da 19. yüzyılın sonlarından itibaren siyasi bloklaşmanın hız kazandığını belirten Prof. Dr. Yıldırım, Almanya ve İtalya’nın siyasi bütünleşmesinin mevcut Avrupa dengesini bozduğunu ifade etti. Bu gelişmelerin İttifak ve İtilaf Devletleri arasındaki kamplaşmayı doğurduğunu belirten Prof. Dr. Yıldırım, Osmanlı Devleti’nin bu süreçte uzun yıllar uyguladığı denge politikasını sürdüremez hale geldiğini dile getirdi. Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı öncesinde öncelikle İngiltere, Fransa ve Rusya ile ittifak arayışına girdiğini belirten Yıldırım, bu girişimlerin reddedilmesi üzerine Almanya ile zorunlu bir yakınlaşmanın başladığını söyledi. Konuşmasının sonunda tarihsel tecrübelerden çıkarılması gereken derslere dikkat çeken Prof. Dr. Yıldırım, güvenlikten asla tasarruf edilmemesi gerektiğini vurguladı. Devlet yönetiminde tecrübe, liyakat ve stratejik aklın önemine işaret eden Prof. Dr. Yıldırım, genç nesillere tarihten ders çıkarma çağrısında bulundu.

Allahuekber Dağlarında büyük bir dram yaşandı

Programda konuşan Prof. Dr. Fatih Tuğluoğlu da Sarıkamış harekâtının planlanma sürecini, askeri ve coğrafi şartlarını, yaşanan lojistik sorunları ve ağır sonuçlarını tarihsel veriler ışığında anlattı. Prof. Dr. Tuğluoğlu, sunumunda fotoğraflar ve haritalar eşliğinde Kafkas Cephesi’nin genel durumunu aktardı. Birinci Dünya Savaşı başladığında Sarıkamış, Kars, Ardahan ve Batum’un 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan bu yana Rus işgali altında olduğunu hatırlatan Tuğluoğlu, Rusların bölgeye demiryolu yatırımı yaparak lojistik üstünlük sağladığını ifade etti. Aralık ayında başlatılan harekâtın en büyük handikabının ağır kış şartları ve ikmal yetersizliği olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tuğluoğlu, askerlerin yanında yalnızca dört günlük erzak bulunduğunu, Karadeniz’de Rus donanmasının hâkimiyeti nedeniyle lojistik hattın işlemediğinin altını çizdi. Aralık 1914’te başlayan Sarıkamış Harekâtı sırasında özellikle 10. Kolordu’nun plan dışına çıkarak güzergâh değiştirmesinin felaketi büyüttüğünü belirten Prof. Dr. Tuğluoğlu, Allahuekber Dağlarında yaşanan donma vakalarının binlerce askerin şehit olmasına neden olduğunu söyledi. Fevzi Çakmak Paşa’nın verdiği rakamlara göre toplam kaybın yaklaşık 60 bin olduğunu belirten Tuğluoğlu, bu sayıya şehitler, hastalıktan ve donarak hayatını kaybedenler ile esir düşenlerin dâhil olduğunu kaydetti. Konuşmasının sonunda Sarıkamış Harekâtından çıkarılması gereken derslere değinen Prof. Dr. Tuğluoğlu, komuta kademesinde yapılan ani değişikliklerin ordunun moralini olumsuz etkilediğini, lojistik ve ikmalin savaşın en hayati unsuru olduğunu sözlerine ekledi.

Sarıkamış faciası çok derin bir toplumsal travmadır

Panelde konuşan Doç. Dr. Osman Okumuş da Sarıkamış’ın yalnızca bir askeri başarısızlık değil, aynı zamanda derin bir toplumsal travma olduğunu vurguladı. Sarıkamış’ın en az Çanakkale kadar hassas bir mesele olduğuna dikkat çeken Okumuş, bu konunun yalnızca Aralık aylarında değil, farklı etkinliklerle yıl boyunca ele alınması gerektiğini ifade etti. Birinci Dünya Savaşı sürecinde Almanya’nın Kafkas Cephesi’ne büyük önem atfettiğini belirten Okumuş, Almanların Avrupa’daki kara savaşlarında sıkıştıklarını, Rusya’yı Kafkaslar’da meşgul ederek Bakü petrollerine ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. Osmanlı Devleti’nin ise 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nde kaybettiği toprakları geri alma arzusu ve Turancılık idealiyle hareket ettiğini dile getirdi. Rusya’nın da savaşın Kafkaslara sıçramasından ciddi endişe duyduğunu belirten Okumuş, bölgede yoğun Müslüman ve Türk nüfus bulunmasının Rus yönetimini tedirgin ettiğini kaydetti. Sarıkamış Harekâtı sırasında 3. Ordu’nun yalnızca çatışmalarla değil, soğuk, açlık ve salgın hastalıklarla da mücadele ettiğini dile getiren Doç. Dr. Okumuş, Allahuekber Dağlarında yaşananların insanlık açısından büyük bir trajedi olduğunu ifade etti.

Sarıkamış’ta 60 vatan evladını şehit verdik

Sarıkamış’a ilişkin kesin rakamlar vermenin güç olduğuna dikkat çeken Okumuş, savaş sırasında birçok belgenin güvenlik gerekçesiyle imha edildiğini belirtti. Doç. Dr. Okumuş, literatürde kayıp sayılarının 30 bin ile 90 bin arasında değiştiğini, en yaygın kabul gören rakamın ise yaklaşık 60 bin şehit olduğunu ifade ederek, esir sayısının ise kaynaklara göre 7 bin ile 20 bin arasında değiştiğini söyledi. Savaş döneminde uygulanan sansür politikalarına da değinen Okumuş, Sarıkamış’taki gerçek durumun hem kamuoyundan hem de devlet kademelerinin önemli bir kısmından gizlendiğini, basında ise başarı haberlerinin yer aldığını aktardı. Sarıkamış’tan sonra Rus ilerleyişinin hız kazandığını ifade eden Okumuş, Erzurum’dan Van’a, Muş’tan Trabzon’a kadar geniş bir coğrafyada Osmanlı’nın geri çekilmek zorunda kaldığını söyledi. Okumuş, bu sürecin yalnızca askeri değil, aynı zamanda büyük bir toplumsal yıkıma yol açtığını vurguladı. Sarıkamış Harekatı’nın yalnızca askeri ve siyasi bir olay olmadığını belirten Doç. Dr. Osman Okumuş, yaşananların edebiyat ve toplumsal hafızada derin izler bıraktığını söyledi. Okumuş, çok sayıda şiir, hatırat ve eserin bu büyük acının yansıması olduğunu da sözlerine ekledi. Konuşmaların ardından ASÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ayhan Erciyes tarafından konuşmacılara teşekkür belgesi takdim edildi.

 




Haberi Sesli Oku