AKSARAY'IN AZ BİLİNEN TARİHİ DEĞERLERİ 1-AZİZ MAMAS YADA PİR ŞAMMAS

AKSARAY

1.SİNİ YAZDIMIĞIMIZ BU YAZI DİZİSİNDE AKSARAYIN AZ BİLİNEN AMA KIYMETİ BÜYÜK KİŞİ VE ESERLERİNİ ANLATMAYA ÇALIŞACAĞIZ.

AZİZ MAMAS YADA PİR ŞAMMAS 

Mamasın (Gökçe)köyü

Kapadokyalı Bir Aziz: Saint Mamas

 

Aziz Mamas veya Aziz Mammes, Hıristiyanlık âleminde ermişlik katına ulaşmış Kapadokyalı azizlerden biridir. Avrupa'da, bilhassa Yunanistan, Kıbrıs ve Fransa'da çok popüler olan, adının bazı kiliselere, hatta bazı küçük yerleşim bölgelerine (Haute Marne'daki Langres kentinin St. Mamas Katedrali gibi) verilmiş olduğu bu aziz; tarihî kaynaklara göre Kapadokya'nın Arkhelais (Aksaray) sınırlarına yakın bir yerde, bölgenin eski ünlü volkanik dağlarından Hasan Dağı'nın eteklerinde yaşamış bir Aziz dir.

beslediği koyun ve keçilerden, hatta ehlileştirmiş olduğu geyik gibi vahşi hayvanlardan elde ettiği sütlerle peynir, yoğurt yapıp fakir Hıristiyanlarla dağıtarak yardım etmiş, etrafındakilere Hristiyanlığı yayıp sevdirmeye çalışmış bir çobandır

Tarihî kaynaklarda, vergi vermediği gerekçesi ile genç yaşta Roma imparatoru Aurelianus'un (Licinius Domitius t.s. 270-275) emri üzerine yaşadığı topraklardan Cesareia'ya (Kayseri) getirilerek işkenceyle şehit edilen Aziz Mamas Büyük bir olasılıkla da, daha sonraki devirlerde kemikleri Hasan Dağı'nın eteklerindeki Mamasin adı verilen yere getirilerek yeni bir mezara gömülmüş ve bu yer yüzyıllar boyunca Kapadokyalı Hıristiyanlar tarafından çok önemli bir ziyaret yeri haline dönüştürülmüştür. Çok sonraları, bölgeye gelip yerleşen Müslümanlar tarafından da ziyaret edilmeye başlanan mezar Pir Şemmas türbesi adını alarak dua edilen, mum yakılan; mezar ; çaresizlere şifa aranılan bir yatır haline dönüştürülmüştür. Şemmas adının eski Türkçede "başının tepesi tıraşlı papaz" anlamına gelmesi de önemli bir detay olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bizanslılar devrinde, Kapadokyalı çoban Aziz Mamas'ın oldukça artan popülerliği, Kapadokya ve Anadolu'dan çıkarak Ortodoks âleminin bütün köşelerine yayılmıştır (Yunanistan, Kıbrıs, Girit gibi). 

Aziz Mamas'ın mezarı, Kapadokya'nın, pek bilinmeyen köşelerinden birinde; eski, adını gene bu azizden alan, ufak bir köyde bulunmaktadır. Ağzı Kara Han geçildikten 7 km sonra yolun sağında, dikkat edilmediğinde fark edilemeyecek kadar küçük olan, beyaz bir ok üzerinde Gökçe adını gösteren bir işaret bulunur. İşte, henüz asfaltlanmamış olan bu tozlu topraklı köy yolu sizi, eski adı Mamasin olan, bugünkü Gökçe köyüne getirecektir. Köyün orta yerindeki çeşme başına geldiğinizde biraz beklerseniz, meraklı ama misafirperver bir iki köylü yanınıza gelip sizleri selamlayacaktır. Onlara, Pir Şemmas Tekkesi’ni sorun (çünkü yöre halkı bu yeri uzun zamandan beri böyle adlandırmış). Sizlere gösterecek veya oraya kadar götürmek için sizlere eşlik edeceklerdir.

1922 yıllarına kadar köyde oturan Rumlar ve Ermeniler tarafından inşa edilmiş (tipik eski Kapadokya Rum mimarisi) kapısı kapalı basit bir taş bina çıkmaktadır. Bu bina tahminen 19.yüzyıl içinde kullanılan küçük bir manastıdır.

Kapadokya'yı gelip gezen seyyahlardan E. H. Camoy ve J. Nicolaides'in 1881 yılında yayınladıkları; “Traditions Populaires De L'Asie Mineure bu küçük kilisenin keşfini şöyle anlatmaktadır.

Köylülerden biri samanlık ve ahır olarak kullandığı damın zeminini kazarken aşağıda bulunan bir boşluğa düşmüş ve şans eseri bu eski kilisenin içinde Aziz Mamas'ın mezarını bulmuştur. Çok geçmeden de olay bütün Kapadokya'da duyularak, burası bölgede yaşayan Hıristiyan ve Müslümanların gelip dua ettikleri çok önemli bir hac yeri haline dönüştürülmüştür.

A. M. Levides'in yazdıklarından da, mezarın bilhassa her yıl Assomption (İsa'nın göğe yükselişi) ve Aziz Constantin (Bizans İmparatoru I. Constantin) günlerinde Kapadokya'nın değişik yörelerinden gelen yüzlerce Hıristiyan tarafından ziyaret edildiği, ziyaretçilerin arasında da çok sayıda özürlü hasta görüldüğü öğrenilmektedir. Kuyruk oluşturan bu hastaların mezarın önüne geldiklerinde, dualarla beraber Aziz'in kemiklerini alıp özürlü olan organlarına sürdükleri, geyik boynuzuna da dilek olarak bez parçaları bağladıklarını yazmaktadır.

1895 yılında S. S. Pharasopoulos küçük kilisenin duvarlarında 7 tane ikonanın mevcut olduğunu, bunların arasında; Aziz Mamas, Meryem, Aziz Constantin ve Azize Helena'nın ikonalarının bulunduğunu yazmıştır. Gene Pharasopoulos'tan öğrendiklerimize göre, Pir Şemmas'ın mezarına gelen Müslümanlar, dua ederken bu ikonaları ters çevirdiklerinden bahsetmektedir.

Kapadokya'da gizli kalmış, hatta bilinmeyen bu yer gerçekte bir Hıristiyan azizin mezarı olup, İslam dini tarafından kucaklanmış olarak korunmakta, Pir Şemmas olarak da ruhuna binlerce Fatiha okunmaktadır.

Ama en önemlisi, onu gizlemekten öte, dünyaya tanıtabilmemizdir.




Haberi Sesli Oku