Malumunuz son günlerde Ülkenin gündeminde 21 Ocak 2025 günü Bolu Kartalkaya'da 11 katlı otelin yanması ve bu yangının 10 saati Varan sürede ancak söndürülmesi Konya'da 3 katlı bina olduğu yere çökmesi sonucunda kaybedilen 80 canımız var.
Hatta öyle ki yangında kimin müdahale etmesi gerektiğinden hangi iş yerine yangın belgesi kimin vereceğini herkes ezberledi.İktidar tarafı bu işin belediyelerin işi olduğu gerekçesi ile Bolu belediyesine yüklenirken muhalefet Ruhsatların bakanlık tarafından çıkartıldığı konusu ile mevcut duruma itirazlarını dile getirmekte.
Oysa bu olaylar bu ülkede ilk defa olmuyor bu mantıkla son da olmayacak hatırlarsanız Hatay depremini; bir çok evin yıkılma nedeni inşaat firmalarının doğru denetlenmemesi bu durumdan faydalanan çıkar sağlayan yurdum insanlarının biraz daha fazla kazanmak için yaptıkları şark kurnazlığından başka bir şey değil.
Geçen hafta içinde yaşadığımız her iki olay da 80 canımızı kaybetmenin acısı ile bu şark kurnazlığı insanların gözlerinin içine batsa da bir kaç hafta sonra herkes yine aynı şark kurnazlıklarının içine girecek ve ceplerini biraz daha fazla doldurabilmek için kanunların açıkları arasından çıkar ve menfaatlerini geçirmeye çalışacaklarından eminim.
Burada kritik nokta devletin denetim mekanizması;
Devletin bu konu ile ilgili uyulması gereken ilgili mevzuatı
1-10.08.2005 Resmî Gazete Sayısı: 25902 İş yeri açma ve çalıştırma ruhsatlarına dair yönetmelik
Bu yönetmelikle hangi işyerinin nereye açılabileceği nasıl çalıştırılabileceği ve belediyelereden alınacak ruhsatlar açıkça belirlenmesine rağmen denetlemenin olmaması alınan bir ruhsatın yıllarca devam etmesi şartların değişmesi gibi konuların daha sonrasında hiç değerlendirilmemesi dikkatle takip ettiğimiz bir konu.
2-6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu bir iş yaparken çalışanların ve oradan hizmet alan insanların sağlığını korumak amaçlı 2012 yılında çıkartılmış her yıl çeşitli maddeleri sürekli ertelenen çıkarken güdük uygularken suistimale açık bir kanun.
Öncelikle bu yasada eleştirdiğimiz nokta 6331 sayılı yasa gereği kurulan OSGB Ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin Özel teşebbüs olarak para kazanması gereken kurumlar olması ve bu parayı işverenlerden alacak olması. Yani parayı veren işveren tedbirleri alan eğitimleri ve sağlık hizmetlerini veren OSGB denetleyen yok bu işlerin en ucuza dostlar alışverişte görsün hesabı ile yapılan İş sağlığı ve güvenliği tedbirleri ve eğitimleri.
Sonuç mu Adam yangın sensörünü müşterilerin yangından haberi olmasın diye yada odalar da sigara rahat içilebilsin diye kapatır. Yangın tüpleri kontrol edilmez kolon kesilir.
Peki Aksaray'da durum ne
Sorumlu gazetecilik gereği araştırdık ;
Konu ile ilgili uzmanlara danıştık en son iş müfettişi toplu denetim için iki yıl önce gelmiş. Onun dışında şikayet olursa geliyormuş. Allah aşkına kim şikayet edecek para kazanmak ilk hedefi olan OSGB firmaları mı İşyeri sahibi mi yoksa işsizlikten kırılan bir durumda hasbel kader bir iş bulan her an işini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olan çalışan işçi mi ?
Sorduk nasıl işliyor Aksaray'da bu işler diye bu işin lokomotif kurumları OSGB firmalarının hepsinin ortak görüşü bu işin doğru yapılmadığı noktasında hemfikir. Bir çok kurumun bu işi sadece kağıt üzerinde yaptığı doktorun iş güvenliği uzmanının sağlıkçının saatinden çaldığı bazı işyerlerinin hiç hizmet almadığı konusu ortada konuşulan konular arasında.
Hal böyle iken Aksaray'da büyük bir yangın çıkarsa deprem olursa bir doğal afet olursa sonuç ne olur sizce.
Lütfen dostlar önemli bir konu sayın yetkililer denetleyin işyerlerini sonra bizde 80 canımızı kaybettikten sonra konuşmayalım bu konuları.
Saygı ile iyi geceler.