Sönük bir bayramın ardından
29 Ekim, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıldönümü... Bu özel gün, sadece bir resmi tatil ya da protokol gereği yerine getirilen bir dizi tören değil, milletimizin en büyük bayramı, ortak değerimizdir. Ancak ne yazık ki, Aksaray'da bu yılki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına gölge düşüren, düşündürücü bir tablo ile karşı karşıya kaldık.
Protokolün Eksikliği, Halkın Yalnızlığı
Duyumlar ve gözlemler gösteriyor ki, Valilik tarafından düzenlenen Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu bu yıl alışılmadık derecede sönük geçti. İktidar partisi milletvekilleri ve şehrin önde gelen isimlerinin yokluğu, zaten hassas olan bu günde büyük bir boşluk yarattı. Daha da kaygı verici olanı, bazı il bürokratlarının bile programa katılmadığı yönündeki iddialardır. Bir bayramın coşkusu, onu kutlayanların sayısıyla doğru orantılıdır. Şehrin temsilcilerinin bu kayıtsızlığı, Cumhuriyet'e ve cumhuriyetin değerlerine olan bağlılık konusunda ister istemez soru işaretleri oluşturmuştur.
Unutmayalım ki, kökeni Arapça'daki Cem (topluluk) kelimesine dayanan "Cumhur", tam olarak "Halk" anlamına gelmektedir. Yani Cumhuriyet, Halkın Yönetimi demektir.
Sabah gerçekleştirilen resmi törenlerde halkın yeterince temsil edilemeyişinin ardından, akşamki resepsiyonda da halkın vekillerinin ve yerel yönetim temsilcilerinin eksikliği, bayramın ruhuna ters düşen bir manzaradır. Bu bayram, belli bir zümrenin, makamın ya da siyasi görüşün değil, 85 milyonun ortak bayramıdır.
Cumhuriyet'i Meydana Taşıma Zamanı
Elbette ki resmi protokolün nezaket kuralları çerçevesinde düzenlediği resepsiyonların bir yeri vardır. Ancak, halkın coşkusunu ve sahiplenme duygusunu artırmanın yolu, o bayramı "halkın" ayağına götürmekten geçer.
Aksaray olarak, bu coşkuyu daha güçlü yaşamamız, genç kuşaklara aktarmamız için önerilerim şunlardır:
Meydanlara İnmeli: Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, kapalı salonlardan, herkesin ulaşabileceği, şehrin kalbi olan 15 Temmuz Milli İrade Meydanı gibi alanlara taşınmalıdır.
Yerel Katılımı Güçlendirmeli: Aksaray'da üretim yapan, istihdam sağlayan yiyecek ve içecek firmaları ile işbirliği yapılmalı, kutlamalara onların katkılarıyla lezzet ve bereket katılmalıdır. Bu, hem yerel ekonomiyi destekler hem de halka ikram imkanı sunar.
Bütçe İmkanlarıyla Sanat: Bütçe imkanları zorlanarak, halkın bir araya geleceği, ortak duyguları paylaşacağı bir müzik konseri düzenlenmesi hiç de zor bir iş olmasa gerektir.
Eğer bir bayram coşkusu, siyasi çekişmelerin gölgesinde kalıyor, protokolün eksikliği ile sönüyorsa; orada bir şeyi yanlış yapıyoruz demektir. Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamak, sadece bir görevi yerine getirmek değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu değerlerine bağlılığımızı, Halkımızın (Cumhur'un) birliğini ve beraberliğini göstermektir.
Bu bayramı, adının anlamına uygun olarak, Aksaray'ın halkıyla, esnafıyla, öğrencisiyle, işçisiyle yani tüm unsurlarıyla kucaklayarak kutlamak, en büyük sorumluluğumuzdur. Kutlamada akıllarda Sayın Valinin kucaklaşma fotografidir. Gelecek yıllarda, Aksaray'ın bayram coşkusunun tüm Türkiye'ye örnek olmasını diliyorum.
Ne mutlu Türk'üm diyene!